SIEM: Güvenlik Operasyonlarının Temel Taşı

Artık yalnızca log toplamak veya olayları geriye dönük analiz etmek yeterli değil. Şirketlerin saldırılara karşı daha hızlı ve proaktif olması gerekiyor. Peki, tehditleri daha erken tespit etmek, anomali davranışları belirlemek ve olaylara otomatik olarak müdahale etmek mümkün mü? İşte burada SIEM (Security Information and Event Management) devreye giriyor. Modern SIEM çözümleri, yalnızca log yönetimi sağlamakla kalmayıp, tehdit istihbaratı (CTI), XDR, UEBA ve SOAR gibi ileri seviye güvenlik teknolojileriyle entegre olarak güvenlik ekiplerine kapsamlı bir koruma kalkanı sunuyor.
SIEM’in Teknik Katmanları
Kural Tabanlı Algılama ve Makine Öğrenimi Destekli Anomali Tespiti
Geleneksel SIEM çözümleri, belirli saldırı modellerine dayalı statik korelasyon kurallarına güvenir. Bu yaklaşım, bilinen tehditleri tespit etmek için etkili olabilir, ancak saldırganlar statik güvenlik önlemlerini aşmak için sürekli olarak yeni teknikler geliştiriyor. SIEM çözümlerinin temel zayıflıklarından biri, bilinmeyen tehditleri tespit etme konusundaki sınırlılığıdır.
Makine öğrenimi destekli yeni nesil SIEM çözümleri, geleneksel kural tabanlı yaklaşımların ötesine geçerek şu avantajları sağlar:
- Kullanıcı ve varlık davranışlarını analiz ederek olağandışı aktiviteleri tespit edebilir,
- Gerçek zamanlı tehdit modelleme ve tahminleme yaparak saldırıları önceden belirleyebilir,
- False positive oranlarını azaltarak güvenlik ekiplerinin iş yükünü hafifletebilir.
Gerçek Zamanlı Tehdit Avcılığı ve Tehdit İndikatörleri (IOC) Entegrasyonu
SIEM çözümleri, yalnızca olay kaydı analizinden ibaret değildir. Tehdit avcılığı süreçlerinin bir parçası olarak, tehdit istihbaratı platformları (TI) ile entegre edilerek güncel saldırı tekniklerini takip edebilir. Bu süreçte IOC’lerin (Indicator of Compromise) kullanımı büyük önem taşır.
IOC’ler, aşağıdaki bilgileri içererek tehditlerin erken tespit edilmesine yardımcı olur:
- Kötü niyetli IP adresleri ve alan adları,
- Zararlı yazılım imzaları ve dosya hash’leri,
- Kötü amaçlı URL’ler ve phishing tehditleri.
Yeni nesil SIEM çözümleri, MITRE ATT&CK çerçevesi gibi tehdit modelleme sistemleriyle entegre edilerek saldırı kalıplarını daha iyi analiz edebilir. Bu sayede, saldırganların TTP’leri (Tactics, Techniques, and Procedures) gerçek zamanlı olarak takip edilerek güvenlik önlemleri proaktif hale getirilebilir.
🔐 Olasılıksal Modelleme ve Tehdit Davranış Analitiği
Geleneksel SIEM çözümleri, deterministik analiz yöntemleri kullanır. Yani, belirli bir olay zinciri gerçekleştiğinde belirli bir tepki verir. Örneğin:
- Beş başarısız giriş denemesi bir güvenlik ihlali olarak işaretlenir,
- Olağandışı saatlerde yapılan sistem erişimleri uyarı oluşturur.
Ancak, bu yaklaşım saldırganlar tarafından kolayca atlatılabilir. Yeni nesil SIEM çözümleri, olasılıksal modelleme teknikleriyle tehditleri daha iyi anlamaya çalışır. Bu modeller, geçmiş verileri değerlendirerek olayların gerçekleşme olasılıklarını hesaplar.
Bayes Teoremi ile Tehdit Skorlama
Bayes Teoremi, belirli bir olayın gerçekleşme olasılığını önceki verilere ve yeni gelen sinyallere göre güncelleyerek tehdit skorlama süreçlerinde kullanılır. SIEM çözümlerinde Bayes Teoremi’nin kullanımı şunları içerir:
- Kullanıcının geçmiş aktivitelerine dayanarak risk skoru hesaplamak,
- Anomali tespitinde doğruluk oranını artırarak gereksiz alarm üretimini azaltmak,
- Kötü amaçlı aktiviteleri daha yüksek doğrulukla belirleyerek yanlış pozitifleri minimize etmek.
Markov Modelleri ile Anomali Tespiti
Markov zincirleri, belirli bir olayın gerçekleşme olasılığını geçmiş olayların sırasına dayalı olarak hesaplar. SIEM çözümlerinde Markov modelleri şu alanlarda kullanılabilir:
- Kullanıcıların ve varlıkların normal ağ hareketlerini modelleme,
- Olağandışı erişim ve yetki yükseltme girişimlerini tespit etme,
- Lateral movement saldırılarının izlerini analiz ederek erken müdahale sağlama.
Olay Müdahale Süreci ve SIEM Entegrasyonu
Kurumsal sistemlerde bir güvenlik ihlali meydana geldiğinde, en önemli hedeflerden biri tehdidin hızlı bir şekilde tespit edilmesi, izole edilmesi ve etkisiz hale getirilmesidir. Olay müdahale süreci, genellikle şu aşamalardan oluşur:
- Tespit ve Tanımlama: SIEM, farklı kaynaklardan gelen log verilerini analiz ederek şüpheli olayları belirler. Davranışsal analiz (UEBA) ve tehdit istihbaratı entegrasyonu ile anomalileri tespit edebilir.
- Kök Neden Analizi ve İyileştirme: Olay sonrası SIEM sistemleri, saldırganın kullandığı teknikleri (TTP) analiz ederek saldırının kaynağını belirlemeye yardımcı olur.
- Kurtarma ve İzleme: Sistemin güvenli hale getirilmesinin ardından SIEM, ilgili sistemleri sürekli izleyerek tehditlerin yeniden ortaya çıkmasını önler.
SIEM, olay müdahale sürecinde merkezi bir konumda bulunarak analistlerin tehditleri daha hızlı ve verimli bir şekilde yönetmesini sağlar.
🔐 Gerçek Zamanlı Uyarılar ve Risk Skorlama
SIEM, milyonlarca olay kaydını analiz ederken, kritik tehditleri önceliklendirmek için gelişmiş skorlama sistemlerini kullanır. Bu sistemler, tehditlerin bağlamsal analizini yaparak aşağıdaki faktörlere göre değerlendirme yapar:
- Kullanıcı ve varlık risk skoru: Bir kullanıcının veya cihazın geçmiş aktivitelerine göre risk profili oluşturma.
- Tehdit istihbaratı entegrasyonu: Bilinen tehditlerle ilişkili olayları önceliklendirerek güvenlik ekiplerinin dikkatini en kritik tehditlere yönlendirme.
- Korelasyon ve Senaryo Analizi: Tek bir olay yerine birden fazla bağlantılı olayın birlikte değerlendirilerek daha anlamlı bir tehdit tespiti sağlama.
SIEM’in Geleceği: Klasik Yaklaşım mı, Modern Güvenlik mi?
Geleneksel SIEM çözümleri, log toplama ve korelasyon kurallarına dayanırken, modern SIEM sistemleri daha gelişmiş analitik yetenekler sunar. Günümüz tehdit ortamına uyum sağlamak isteyen kuruluşlar için modern SIEM çözümlerinin sunduğu avantajlar şunlardır:
- Makine öğrenimi ve UEBA ile gelişmiş tehdit tespiti,
- CTI entegrasyonu ile tehdit istihbaratını etkin şekilde kullanma,
- SOAR entegrasyonu ile olay müdahalesini otomatikleştirme.
SIEM sistemleri, olay müdahalesi ve tehdit modelleme süreçlerinde merkezi bir konumda bulunarak modern siber güvenlik operasyonlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Tehditlerin daha erken tespit edilmesini, olay müdahalesinin hızlandırılmasını ve güvenlik ekiplerinin daha etkili çalışmasını sağlayan SIEM çözümleri, güçlü entegrasyon yetenekleriyle sürekli gelişmektedir.
Günümüz tehdit ortamında, kuruluşların yalnızca olaylara yanıt vermekle kalmayıp, tehditleri önceden tahmin eden ve engelleyen bir güvenlik stratejisi benimsemesi gerekmektedir. SIEM destekli bir olay müdahale ve tehdit modelleme yaklaşımı, bu hedefi gerçekleştirmede en kritik bileşenlerden biridir.